Öncelikle başroldeki Yılmaz Erdoğan'ın ve karısı rolünde izlediğimiz Büşra Pekin'in oyunculuğunu çok beğendiğimi belirteyim. Film boyunca pek sıkılmadım ama çok da heyecanlanıp şaşırmadım. Zaten film sonunda sizi şaşırtacak çok mutlu bir sahne ya da hüzünlü bir an beklemeyin. Alelade bir şekilde yılbaşı akşamında film sona eriyor.
Filmin anlatımı güzel. Gecekondu semtindeki sıradan insanların yaşam mücadelesi. Konu, İstinye Parkta günlüğü 40 TL'ye noel babalık yapan Rıza'nın (Yılmaz Erdoğan) maddi sıkıntıları üzerine yoğunlaşıyor. "Neşeli Hayat" başka bir anlama daha geliyor. Onu burada yazarsam özelliği kalmaz, gidin görün. Genel olarak parasal mesele üzerinde çok durulmuş. Neredeyse filmin yarısı gereken parayı arayıp bulmakla geçiyor. Fakat bunu anlatırken fakir edebiyatı yapmıyor. Mutlu olmaya çabalayan bir adamın hikayesini anlatıyor. Oyuncular başarılı. Yılışık belaltı espri yok. Doğal bir anlatım var. Eleştirmenlerin filmi beğenmesinin nedeni de bu bence. Büyük gişe başarısı yakalanacağını düşünmüyorum. Eleştirmenlerin övgüler yağdırdığı ve festivallerden ödüllerle dönen çoğu film gibi beni çok etkilemeyen bir filmdi. Hıncal Uluç "hayatımda izlediğim en güzel film" tarzında bir yazı yazmış bu film hakkında. Bazı isimleri çok abartıyor. Uluç'un aşırı beğendiği şeyleri ben çok beğenemiyorum zaten.
Yeni yıla doğru sakin dinlendirici bir film arıyorsanız bu filme gidin derim. Aksiyon, heyecan ve sürprizin olmadığı konusu; trajikomik, az masraflı bir yapım...
NOT: Filme arkadaşlarla ders arasında gittik. "Kızlar paramızı geri ver!" diyecek hale geldi. Benim zorumla girmişlerdi bu filme. Ben de eleştirmenlerin gazına geldim. 2012'yi de inat ettim izlemeyeceğim.
0 Yorum
Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!