Tunus gezimde 300 küsür fotoğraf çekmişim. Hepsini burada yayınlayamadığımdan aklıma estikçe yenilerini eklemeye çalışıyorum. Yolda giderken mola verdiğimiz bir anda yol kenarında çay demleyip satan bir kadın gördük. Çaydan içmeye çekindik. Kadın, kullanılan bardakların dibinde kalan çayı tekrar demliğe boşaltıyordu. Pek hijyenik gözükmeyen bu durum yüzünden onun çayını içemedik.
Daha sonra gittiğimiz başka bir mekanda Tunus çayını test ettim. Çaydanlığın sadece demlik kısmı kullanılarak hazırlanan bu çayın içine nane yaprakları ve şeker atılıyor. Daha demlenirken şeker atıldığı için, çayı şekersiz isteme gibi bir lüksünüz yok. İçine atılan ve mısıra benzeyen taneler ise sanırım dolma çekirdekleri. Onları da ayrı bir kasede getiriyorlar. Çayın tadının anneannemin yaptığı ıhlamurdan bir farkı yoktu.
Cola, bildiğimiz evrensel markadan. Bir akşam arapça yazılı versiyonu da önüme gelince fotoğrafladım.
Son gece, rehberimiz turdaki kadınların, "Arap müziği dinleyemeyecek miyiz?" demesi üzerine bizi bir kulübe götürmeye karar verdi. Oraya giderken, içeride maskeli balonun yapıldığı bir mekan gördüm. Sanırsam "Halloween Party!"
Mekana kapıdan baktığımda sıradışı kedi kadınlar, cadılar, korsanlar vardı.
Beni görünce poz verdiler.
Gecenin ilerleyen saatlerinde gittiğimiz mekanda arap müziklerini dinleme fırsatı bulduk. Bir adam sahne alıyordu. Şarkılar ağır arabeskti ve "Ya Habibi..." nakaratlarıyla doluydu.
Mekan farklılaşınca ve yeteri kadar arap müziği dinleyince, Havana Club'e gittik. Club müziğin en son örnekleri çalıyor, gençler çılgınca dans ediyordu. İçki olarak Tunus şarabını tercih ettik.
0 Yorum
Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!