22 Nisan 2012 Pazar

Reklam Görüşmelerinde Yaşananlar


 Yıllardır bir ajansta kaydım var ve sürekli reklam görüşmelerine çağrılıyorum. Bu durumu sakın çok önemli bir durum sanmayın çünkü çoğu görüşmeye benimle birlikte yüzlerce insanın çağrıldığını biliyorum. Daha önce de blogumda "reklamda oynamak" diye bir yazı yazmışım şimdi arşive bakıp buldum. 

 Görüşmeler için bağlı olduğunuz ajans tarafından  genellikle bir apartman katında bulunan herhangi bir ajansa yollanırsınız. Gittiğim yer en erken saatte bile kalabalık olur genellikle. İnsan kalabalığı dairenin kapı önünden başlar apartman çıkış kapısına kadar uzanır. O yüzden görüşme saat 12-17 arasındaysa, erkenden yani 12 gibi gitmenizde fayda var. Küçücük çocuklar anneleri tarafından ellerinden tutulup getirtilir bazen hayrete düşerim o azimlerine. Biraz da garipserim ailelerin çocuklarını bir ürünmüş gibi süsleyip sunmasını. Arada tanıdık yüzlere de rastlarım. Onlar biraz daha havalı. Aslında düşününce o havalarının sadece benim gibi dikkatli televizyon izleyicilerine bir etkisi var çünkü sokağa çıksalar kimse onları tanımaz. Benim  ekranda ya da herhangi bir yerde gördüğüm gerekli gereksiz herkesi unutmama gibi bir huyum var. 


Görevlinin verdiği kağıda ad-soyad-boy-yaş-kilo gibi detayları yazar ve listedeki sıranın size gelmesini beklersiniz. Sıranız geldiğinde içeride kamera karşısında kendinizi anlatmanız istenir. (Bu tecrübelerimin Efes Pilsen'in blog yazarı yarışmasının son etabında bana faydası olmuştu.) Kendinizi anlatmanız istendikten sonra bazı görüşmelerde elinize kısa bir senaryo veriliyor. Örneğin geçende boş vaktimde yine bir görüşmeye gittim ve bu sefer bir et markasının reklamıydı. Elime boş tabak verdiler ve tabakta olmayan eti yiyormuş gibi yapmam istendi. Yani bildiğimiz doğaçlama. Denk geldi de benden önce görüşmeye girenleri izleyip bayağı güldüm. Bir amca (kendisi yılların tiyatrocusuymuş) öyle bir mimik yaptı ki  olmayan eti yedikten sonra kendinden geçti. "Off çok lezzetli" deyişini görseniz şaşardınız sanki zevkin doruğuna vardı o derece:) Bir keresinde de "gofret" reklamı için gitmiştim o zaman gerçekten elime koca paket gofret verip  "hadi bakalım ye" demişlerdi. 

Bazen abuk durumlar oluyor. Örneğin kola reklamı için görüşmeye gittiğinizde size "bisiklete binmeyi biliyor musun?" diye sorabiliyorlar. Neden? Çünkü reklam çok kalabalık kadroyla adada çekiliyor ve piknik sahnesi vs. var sen de orada adada bisiklete binenlerden biri olacaksın. 


Reklamda oynamak için elemelerde saatlerce sırada bekleyip, pek çok etaptan geçen adaylar belki sadece birkaç saniye ekranda gözükecek diye büyük uğraş veriyor. Sonraki aşamaya geçtiğiniz söylenebilir ve kıyafet için ölçüleriniz  de alınır ama son anda çekimin iptal olduğu haberini alabilirsiniz. O yüzden bu tarz işler çok ciddiye alınması gereken işler değil. Güzel insan manzaraları görme açısından benim gibi bir blogger'a çok faydası olduğunu söyleyebilirim sadece. Bir de farklı yerlerdeki görüşmelere giderek İstanbul'un belli başlı sokaklarını ve semtlerini iyice öğrenmiştim zamanında o da iyi oldu:) 

0 Yorum

Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!

 

FACEBOOK

Blogger Tips and TricksLatest Tips For BloggersBlogger Tricks
Bumerang - Yazarkafe
Follow Rahat Yazar

MESAJIN VAR MI?

Ad

E-posta *

Mesaj *

Translate

Instagram

ÜYE OL

Mail adresini yaz, en güncel haberler, yeni yazılar anında e-postana gelsin!:

© Rahat Yazar
Designed by GeCe
Released under Creative Commons 3.0 CC BY-NC 3.0