Yanda sıcaktan bunalırken zorla çekildiğim bir fotoğrafı görüyorsunuz.
Günlerim denize gir, yağlan, güneşlen, yıkan, yemek ye, yat uyu şeklinde giderken artık bayram günü karar verdik ve bir gün Turgutreis'e, bayramın ilk günü de Bodrum merkeze gitmeye karar verdik. Akyarlar'ın fazla uzun olmayan sahil şeridinde yürümekle pek vakit geçmiyordu...
Turgutreis'te bulunan renkli duvar ilgimi çekti ve hemen fotoğraf çekildim. Uzaktan sanki gerçek bir evin önünde duruyormuşum gibi gözüküyor.
Sol tarafa Marco Pub'ın ayaklı menusunu koydum size fikir olsun diye...
Ertesi gün Bodrum'a barlar sokağına falan gidince işte asıl kalabalığı ve hareketi görmüş oldum. Sokaklarda adım atmak zordu. Barlar sokağının bir kısmı aynı Asmalı'ya benziyor. Daracık bir alana serpiştirilmiş masalarda oturan, içki içen ve eğlenen insanlar...
Turgutreis'ten Corner Pub & Marco Pub
Bodrum Kalesi'nin önünde.
Bodrum'da en kalabalık yer bence "White House Dance Bar"
Deja Vu'yu görünce zaten o kalabalık, sözcüğün anlamını birebir yaşattı:)
Şimdi sıra geldi "şaka gibi" olan mekan isimlerine. Görür görmez fotoğrafladım.
Hem "Dostunuzun evi kadar rahat" demişler hem de sıkışık, kalabalık anlamına gelen g..t g..te ikilemesini bize tarz olsun diye yabancı telaffuzla okutmuşlar. Böyle garip ve komik yaratıcılıklar anca bizim ülkede olur :)
Bodrum'da hediyelik olarak ne bakılır?
Mıknatıslı, simli buzdolabı süsleri göz alıyor.
İzlenimlerim şimdilik bu kadar. Aklıma estikçe devamını getiririm;)
Bodrum'a bir türlü gidemedim yaaaa merak ediyorum çok...
YanıtlaSilAma gidicem, umudumu kaybetmedim :D
Abraxas sen aylardır belki de 1 yılı aşkın süredir blog yazmıyordun bir anda geri döndün farkettim hoşgeldin:)
YanıtlaSilBu sene Bodrumdaydım önce Yalıkavakta yazlıkta sonra Türkbüküne otele geçtik, özledim oraları yahu :/
YanıtlaSilModafobik güzel yerlere gitmişin sen de, yaz gelsin yine gidilsin dimi:)
YanıtlaSil