Malta’da yaşarken bana hep bu sorular geldi. ‘Bu nasıl okul? Her gün parti(!)’, ‘gezmeye mi gittin?’, ‘oraya mı yerleştin?’ gibi.
Eğer Malta’da ingilizce dil okulu düşünüyorsan öncelikle şu
soruların cevabını vermelisin.
Amacın ne?
Öncelikle kendine bir sor. Gerçekten ingilizceni geliştirmek
istiyorsan Türklerle takılma. Bu kuralı herkes sana söyleyecek ama ister
istemez yine bir süre de olsa Türk arkadaşlarınla takılacaksın. Her zaman öyle
olur. İtalyanlar birarada, Brezilyalılar birarada. Önemli olan her gruba
girebilmen, herkesle iletişim halinde olman.
Kalacağın yer paylaşımlı daire yada aile yanı olacak. Ben
çok rahat edemem ve yaptıkları yemeğe bağlı kalamam diye düşünerek paylaşımlı
apartman dairesi seçtim. Başta ev arkadaşlarım Türk’tü ama sonradan değişti.
Ortak yaşamın zorlukları var. Yardımlaşma açısından Türk arkadaşlarla kalmak
başlangıç için iyi olabiliyor. Sürekli evde vakit geçirmediğin sürece kaldığın
yerin de önemi yok.
Yaşadığın ülkeyi tanı
Malta küçük bir ada ülkesi olduğundan istersen bir haftada
bile tüm adayı gezip görebilirsin. Bir plan yap ve gezip görülecek yerlerin
listesini çıkar. (Ben haritayı tamamladım).
Malta halkının neredeyse yüzde 80’i ingilizceyi kendi dili
gibi konuşabiliyor. Bu ülke yıllarca ingiliz sömürgesinde kaldığından ingiliz
kültürü her yerde. Sosyalleştiğin sürece her an ingilizce konuşmak zorunda
kalacaksın.
Biliyorum. Belki Malta ingilizceyi öğrenmek için en doğru
yer değil ama uzun dönem askerlik sonrası bana iyi geldi. Eğer ingilizce pratiği yanında hem tatil, hem
eğlence arıyorsan bence en iyi yer Malta. İngiltere’ye de gitseniz orada da
dünyanın her yerinden insan olacağından dil geliştirme kısmı aslında insanın
kendinde bitiyor.
Malta halkı nasıl?
Arap, İtalyan ve Avrupa kültürlerinin karışımından oluşan
bir halk. Sonuçta akdeniz bölgesi olduğu
için çoğu güleryüzlü ve yardımseverdi. Dillerinde eski arapça, italyanca
ve ingilizce kelimeler var. Malta dili karışık bir dil. Kulağa arapça gibi
geliyor. Sert aksan. Bazıları yüksek sesle konuşuyor hatta. Bu yüzden halkın
yabancı dil öğrenmesi kolay oluyormuş çünkü çorba gibi dil. Ülkede iki resmi dil var. Maltaca ve ingilizce.
Ben ne yaptım?
Benim okulum St Julian’s
bölgesinde, gece hayatının yoğun olduğu Paceville’deki barlar sokağına yakın
bir konumdaydı. Her pazartesi okula yeni öğrencilerin gelmesini kutladığımız ‘welcome
party’, her cuma ise ‘friday party’ vardı. Bunların haricinde her pazartesi
bize haftalık program verilirdi ve o hafta nereye gideceğimizi öğrenirdik. Her gün ayrı beach'te denize girmek, bir gün barbekü partisi, bir gün havuz kenarında parti yapmak. Sıkılınca şehir turuna çıkmak. Bir sonraki yazımda
gezip görülmesi gereken yerlerden bahsedeceğim.
Aşağıdaki videoyu izlediğinizde bana niye ilk paragrafta yazdığım soruları sorduklarını anlayacaksınız.
0 Yorum
Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!