İstanbul Barselona ise, Valensiya İzmir’dir.
Geçmişi unutmak için, bazı şeyleri geride bırakmak için
gidin.
Yalnız gidin.
Yalnız gidin.
Huzurlu ve eğlenceli bir şehir.
Yukarıdaki başlıklar incelediğim yorumlar..
Aklımda gidilecek bir şehir fikri oluşursa, hemen o şehir hakkında ekşi
sözlük yorumlarını okurum.
Bir sabah uyku sersemi kahve bile içmeden, can
sıkıntısından internetten aniden bilet alarak gittiğim Valensiya seyahatim böyle
başladı.
Üç gün süren tatilimde şehrin Old Town denen merkezi
yerinde konakladım. Tarihi ve modern binalar iç içeydi.
Yıldızlı otelde kaldım ama wifi iyi çalışmıyordu o yüzden
kalacağınız yerin internetteki yorumlanışını önceden iyice inceleyiniz. Black Friday döneminde her yer
yüzde 20 indirim afişleri ile doluydu. Alışveriş isteğim artmadı çünkü çoğu
zaman kalabalığa girip bakmaya üşendim.
Gezilecek yerler
-Valensiya denilince ilk gün Bilim ve Sanat Merkezine
gitmelisiniz. Modern mimarisi ile fotoğraflarınız için güzel açı sağlayan bu
merkezde avrupanın en büyük akvaryumu bulunuyor. Günün yarısında yüzlerce tür
balık seyredince tabi biraz uykunuz gelebilir ama sonrasında hemen bir kahve
sizi kendinize getirecek.
-Benim gibi her gittiğiniz yerde gece hayatını,
restoranları ve kafeleri incelemeye meraklıysanız eğlencenin merkezi El Carmen
bölgesi. Burada eğlence gece 12’den sonra başlıyor. Değişik tarzda kulüpler var
yani sınırları zorlayan. Bir yerde nudos diye parti varmış ve girenler
kıyafetsiz giriyormuş sanırım yani o kadar limitsiz. Turistik açıdan tabiki
Barselona’da seçenek daha çok bence.
-Akşamları Plaza De La Virgen’de sokak müzisyenleri ve
canlı tiyatral gösteriler olabiliyor. Gece yarılarına kadar haftanın her günü sokaklar canlı. İspanya’nın bu
yönü bence çok güzel.
-Torres de Serranos adlı kuleye çıkıp şehri yukardan
görmelisiniz. Ben yapamadım çünkü hafif yağmur nedeniyle girişleri
kapamışlardı.
-Valensiya katedraline muhakkak girin zaten akşamüstü
ücretsiz oluyor.
-Şehrin merkezinde Roma’daki kolezyuma benzeyen bir arena
var oraya bakabilirsiniz. Ayrıca Lonja de la Seda adındaki UNESCO listesinde
yer alan gotik mimarili yapıya (bkz sağda) kesin gitmelisiniz.
-Şehrin Malvarrossa adlı plajı o kadar uzun ki yazın o
sahillerdeki kalabalığı düşünemiyorum. Yaz aylarından ekim sonuna kadar
İspanya’da denize girebilirsiniz.
Nerede ne yenir?
-Mercado Central şehrin büyük pazar yeri. Burada meyve
sebze ve deniz ürünlerinin çeşitlerini bulabilirsiniz.
-Sahil kısmındaki La Marcelina adlı restoran köklü
geçmişi ile paella yiyeceğiniz ilk adres olmalı. Ben geleneksel olan sebzeli ve
tavukluyu tercih ettim. Deniz ürünlü olan daha iyi olabilir.
-Plaza Reina’da Valor adlı kafede sıcak çikolata
içmelisiniz. Kıvamı o kadar yoğun ki içmeyip puding gibi sonunda
kaşıklıyorsunuz ama soğuk havada iyi gidiyor.
Seyahat sonrası yorumum
Yollarda hep portakal ağaçları gördüm ama kimse
dokunmuyor dallardaki meyvelere. Şehirde kurumuş gölleri bile park haline
getirmişler. Yeşillik çok. Palmiyeler güzel gözüküyor. İnsanların çoğu köpek
gezdirmesine rağmen bence sokaklar temizdi.
Kendi ülkemin en rahat olduğu konu yerlere çöp atma konusu sanırım. Bu
rahatlık düşünce özgürlüğünde olsa ve insanın yaşam kalitesi artsa Türkiye
birçok avrupa ülkesinden farksız hatta daha iyi olabilirdi.
0 Yorum
Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!