2016 yılından
2019’a kadar neredeyse 3 yıl boyunca yaptığım işi yazmasam olmazdı.
Türkçe
konuşabildiğim için Malta’dan bu iş için çalışma izni alabilmiştim.
Aslında herkesin
eğlence olarak göreceği bir oyunu ben iş olarak yaptım. Ekran önünde oyun
sunucusuydum. Yani bildiğimiz kurpiyerliğin, kameralarla dolu stüdyoda canlı
yayın versiyonu. Oyuncular internet üzerinden bahis yaparak kumar
oynadıklarında beni görüyorlardı.
Ben iskambil kağıdı
karıştırmayı bile bilmezdim normalde ama çalıştığım şirket, birkaç hafta bana
eğitim verdi ve Roulette, Black Jack oyuncularının sunumu ve kuralları
konusunda sertifika sahibi oldum.
Kartları tutmayı,
dağıtmayı ve karıştırmayı öğrendim. Rulette topu çevirmeyi (spin
atmayı) öğrendim.
İşin bazı moral
bozucu yanları olabiliyordu. Oyuncular para kaybettiği zaman;
‘Ne kadar
uğursuzsun!’
‘Bana güldün.
Seni şikayet edeceğim’
‘Al, o çevirdiğin
topu g** sok!’
‘Param bitti
diyorum, anlamıyor musun?’ gibi yorumlar yapabiliyordu.
Gerçek casino
ortamından farkı, insanların yüzünü görmüyordum. Sadece sohbet ekranından,
onların yazdıklarını okuyordum. Hepsinin
birer takma ismi (nick name) vardı. Örneğin ismi ‘doktor’ olan biri ile
öyleymiş gibi muhabbet etmek hoşuma gidiyordu. Belki de olmak istediği kişi
gibi davranıyordu onlar. Ben de onlara uyum sağlıyordum. Oyunculara sorular
sorarak, aslında profillerini anlıyor ve sosyolojik bir deney yapıyordum.
-Kocasının açtığı
hesap ile oyun oynayan ev hanımları. Kaybederse akşam kocasına ne diyeceğini
düşünüyordu mesela.
-Tekel bayii
olanlar, emlak zenginleri, oto galericiler, mimarlar, mühendisler, askerler,
işsizler, öğrenciler, torunu olan dedeler ve daha neler neler. Geniş bir oyuncu profili vardı.
Çoğu zaman
yayında komik olaylar oluyordu. Elimiz terlediği için rulet çarkınin içinde
topu döndürürken top elimizden fırlayabiliyordu. Kart dağıtırken de hızımızı alamayıp
kartı yere düşürdüğümüz de oluyordu. Bu gibi durumlarda gerektiğinde oyun iptal
ediliyor ve oyunculara paraları geri iade ediliyor.
Yayın esnasında
mobilden oynayan bir oyuncu ‘Şu an otobüsteyim ve yanımdaki yolcu da seni
izliyor ekrandan’ diyebiliyordu:) Aslında bir nevi ünlüydük, ekran yüzüydük.
Bizi izleyen bir kitle vardı.
‘Kayınpederim
geliyor, şimdi çıkmam lazım’; ‘Sevgilimle telefondayım’ gibi yazılar yazanlar;
internet ortamında olsak da sanaldan gerçek dünyaya bizi ışınlıyordu hep.
2016 yılının
haziran ayı sonunda İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda patlama oldu ve terör
saldırısında pek çok insan öldü. Ben o sırada oyunculara kart dağıtıyordum.
Türkiye’deki haberleri anca molaya çıktığımda telefondan görüyordum.
15 temmuz’da
askeri darbe girişimi olduğunda da ben rulet masasında top çeviriyordum ve
insanlar hala bahis yapıyordu. O zaman anladım ki ülkede kötü olaylar olunca
insanlar şans oyunlarına daha bir sarılıyor. Ben canlı yayında sunuculuk
yaparken chat ekranına ‘darbe oldu’ yazan bir oyuncuya, tabiki ‘ne darbesi’
demiştim.
Gerçeklerden
uzakta dertsiz dünyada
Ülkemdeki
olaylardan tabiki etkileniyordum ama düşünsenize yurt dışında çalışıyorum ve o
ara en çok önemsediğim şey, işime yani oyunlara adapte olmak. Kartları
düşürmemek, ruletteki topu dikkatli çevirmek.
Şimdi kendi ülkemin sorunlarına daha yakından bakabilirim. Halen yurt dışında aynı işi yapıp, aslında o dertsiz sanal dünyada yaşayan arkadaşlarımı düşününce endişeleniyorum. Çünkü o iş insana bir zaman sonra hiçbir artı değer katmıyor ve üstüne seni robotlaştırıyor. Gün içinde yüzlerce kez ‘bol şans’, ‘bahisler açıldı’, ‘bahisler kapandı’, ‘kart ister misiniz?’ gibi cümleler kurmak zorundasınız. Bir süre sonra insan sağlıklı düşünme yeteneğini kaybedebilir.
Ben bu durumu kırmak için oyuncularla çok
fazla konuşup, işimi bir televizyon canlı yayını gibi yaptım yıllarca. Bu iş
sayesinde Avrupa’da yaşamak ve farklı ülkelere seyahat edebilmek insana bir vizyon
katıyor o ayrı.
Bildiğiniz gibi
bu tarz sitelerin çoğu ülkemizde yasal değil ama sadece Türkiye’den değil başka
ülkelerden vatandaşlarımız da internette oyun oynuyordu. Bulunduğum şirket
uluslararası yabancı bir şirket olduğu için burada rahat yazıyorum çünkü
yaptığım işin türkçe konuşmam dışında ülkemle bir alakası yoktu. Türkiye’den
bağlanarak bu tarz sitelerde oyun oynayanların sorumlusu da ben olmadığıma göre
bu deneyimimi anlatmakta bir sakınca görmedim:)
Hayatımın
askerlikten sonra belki de en ilginç deneyimi olan bu iş hakkında bloga yazmayı
düşünmüştüm hep. Hem yazdım, hem de youtube’da biraz anlattım. Umarım
beğenirsiniz:)
0 Yorum
Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!