Bundan böyle her hafta sonunda internette dikkat çeken ve merak uyandıran isimleri sizler için araştıracak ve onlarla mini röportajlar yapacağım.
Blog yazmak ve ilgi çekmek...
Twitter'da binlerce takipçiyi nasıl kazanıyorlar?
İnternette ne kadar zaman harcıyorlar?
Bloglarda yazan olaylar ne kadar gerçek?
Tüm bu soruların cevaplarına birlikte ulaşacağız. İlginç olacağını düşündüğüm yazı dizime başlıyorum.
Haftanın merak edilen ismi: Mrs Baros nickli gizemli kız, gerçek adıyla Gülşah Özyılmaz. O bir internet celebrity’si! The Cupcake Parade adlı blogunu ve fotoğraflarını ilk gördüğümde kendisinin tamamen fake olduğunu zannetmiş fakat takipçi sayısına baktığımda şaşırmıştım. Şimdilerde 5000 küsür takipçisiyle twitterda ilgi çekiyor. Blogunda ve facebook hayran sayfasında ise 1000’e yakın takipçisi var. Tumblr sayfasında paylaştığı şarkılardan da güzel bir müzik zevki olduğunu anlıyoruz.
Peki kim bu kız? Nasıl bu kadar popüler oldu? En önemlisi Okuyan Us Yayınevi’nin Dizüstü Edebiyat Serisi’nde yer alacak olması. Yani onun da yakında kitabı çıkacak! Biliyorsunuz yayınevinin blog yazarları ile anlaştıktan sonra ilk çıkardığı kitap “PuCCa Günlük” adeta bir fenomen oldu. Hatta Cem Yılmaz’ın o kitabı senaryolaştırıp film yapacağı söyleniyor.
Mrs Baros, blog yazarlığını ve kendisi hakkında bilinmeyenleri ilk kez RAHATYAZAR’a anlattı.
-Hakkında birçok iddia var. Ekşi sözlükte bile Mrs. Baros başlığı altında senden bahsedilmiş. Bu iddiaların doğruluk derecesi ne? Gerçekten asosyal ve hayal aleminde gezen biri misin?
Adı üstünde bunlar sadece "iddia".
Mesela geçen sene biri hakkımda bloguna yazmıştı “Bu kız kendi kendine soru sorup yanıtlıyor” diye. Ona çok gülmüştüm. Yazının devamına baktığımda bana gelen soru-cevap şeklindeki bir mimi sayfasına koyduğunu gördüm. Kısacası birçoğunda art niyet var. Masumane şekilde diğer bloggerlardan gelen bir ‘mim’ bile nerelere çekiliyor, siz düşünün gerisini.
Gerçek hayatta sizi tanımayıp, sadece internette denk gelen insanlar sizi nasıl görmek istiyorsa öyle görür. Bu olumlu şeyler için de geçerli, olumsuz şeyler için de.
Hakkımda çeşitli iddialarda bulunan insanlar ile yolda karşılaşsam ne onlar beni tanır, ne de ben onları. Dolayısıyla bunlar önemsenecek şeyler değil benim için.
Seviyeli eleştiriler önemli, dedikodu ile harmanlanan iddialar değil.
-3 kelime ile kendini anlat.
Üşengeç, obur ve yine üşengeç!
-Gerçek adını biliyoruz. Mrs Baros nickini niye tercih ettin?
Ah aslında bunun hikayesi gerçekten çok saçma. Milan Baros’un Galatasaray’a geldiği dönemde arkadaşlarımla O’nun hakkında yaptığımız espriler ve şakalar sonrası ‘ben bunu nick yapayım kendime hehe’ dedim ve öyle kaldı. Zamanla da üstüme yapıştığı için değiştiremedim.
-Ne kadar süredir blog yazıyorsun?
Blog yazmaya 2 sene önce başladım. Şunu belirtmeden geçmeyeyim; yazı yazmaya ilk blog sayfamla başlamadım, öncesi var.
-Yazıların kısa ve net. Çoğu eleştiri tarzında. Pek fazla özel hayatını anlatmama nedenin kimliğini gizlemiyor olman mı?
Yazılarımda kendimle ve çevremdeki insanlar hakkında çok fazla şey var. Bunun fark edilmemesinin sebebi günlük tadında yazmıyor oluşum. Yoksa elbette kendimle ilgili şeylerden fazlasıyla bahsediyorum, dikkatli okumak lazım. İnsanlar apaçık “şunu yaptım” “bununlaydım” tarzı yazılara alıştığı için benimki pek fark edilmiyor sanırım.
-Bloguna kendi fotoğraflarını koyduktan sonra takipçilerinin arttığı söyleniyor. Bu kadar çok kişi sence niye seni takip ediyor?
Aman Tanrım cidden böyle söyleyen mi var? Fotoğraf-lar derken, avatarımda bulunan fotoğrafım var blogumda oldum olası. Twitterdaki de aynı, farklı fotoğraflar kullanmıyorum yazı yazdığım sitelerde.
Benim yazdığım şeyler herkesin aklında olup, yaşadığı veya gördüğü şeyler aslında. Sıradanlığı yansıtıyorum bir nevi. İnsanlar bunu gördüğü için takip ediyor diye düşünüyorum.
-Boş zamanlarında blog yazma dışındaki hobilerin neler?
Buna hobi denir mi denmez mi bilemem ama abartılı şekilde film izliyorum. Evden çıkmadığım süre içerisinde gün boyu bıkmadan bir şeyler izleme gibi anormal bir alışkanlığım var.
-İnternetteki popülerliğinin gerçek hayatta sana olumlu ya da olumsuz etkileri oluyor mu? Facebookta senin fotoğraflarını kullanarak sahte hesap açanlar var benim bildiğim.
Öncelikle belirtmeliyim ki ben popüler olduğumu düşünmüyorum. Popülerliğin tanımı benim için takipçi sayısı değil, bu çok itici geliyor gözüme.
Facebook ve benzeri arkadaşlık sitelerinde benim kimliğimle profil açanlar oluyor ama bu herkesin başına gelebilen bir şey zaten, çevremde bundan şikayet eden çok kişi var.
Gerçek hayatta bu ‘popülerite’ olarak adlandırdığınız şeyin bana hiçbir etkisi yok. Başıma gelebilen tek olumsuz şey yeni bir arkadaş grubuna katıldığımda, aralarında illa ki herhangi bir yazımı okumuş veya yazdığım şeylere önceden denk gelmiş insanların olması. Ben karşımdaki kişiyi 0’dan tanımaya başlarken onlar benim birçok şeyimi bilmiş oluyor.
-Sonuç olarak sosyal ağlar sana ne kazandırdı dersem hangisini seçersin?
a)İş
b)Aşk
c)Arkadaş
d)Popülerlik
e)Hepsi
c)Arkadaş.
-Yakında kitabın raflardaki yerini alacak. Dizüstü Edebiyat ekibindesin. Ne söylemek istersin? Heyecanlı mısın?
Hemen düzelteyim, benim kitabımın çıkmasına daha var. Benden önce kitabı çıkacak 2-3 isim var şu an. Dizüstü Edebiyat ekibine son katılan kişi benim. Fazlasıyla heyecanlıyım elbette.
-Gelecekte kendini nerede görüyorsun?
Ben yazı yazmaya devam etmek istiyorum. İstediğim meslek de bu yönde zaten.
-"Sanal Alemin Merak Edilenleri" yazı dizime konuk olduğun için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim.
Teşekkürler rahat yazar. Zevkle takip edeceğim bundan sonraki röportajlarını da...
YanıtlaSil@Cheerful Demet ben teşekkür ederim, takibe devam;)
YanıtlaSilGüzel bir yazı dizisi olacak gibi duruyor.
YanıtlaSil@cips yiyemeyen kız sürprizlere hazır olun;)
YanıtlaSilgüzel bir başlangıç olmuş:)
YanıtlaSilGüzel bir röportaj olmuş... Mrs. Baros'u çok severim... Bekliyoruz yeni röportajları...
YanıtlaSil@A.Grace @MeLLy çok teşekkürler. Aklımda yeni, farklı fikirler var. Yakında paylaşacağım. Yazı dizisine devam etmeyi düşünüyorum. Daha ilk haftadan büyük ilgi gördü, mutluyum.
YanıtlaSilSüper bir röportaj olmuş, Baros hakkında zırvalayanlar okumalı bunu::)
YanıtlaSilİyi bir röportaj olmuş. Mr. Baros'u severek okuyorum zaten.
YanıtlaSil