Bu blogda bazen Gazeversite.com için ünlülerle yaptığım röportajları yayınlıyorum. Ard arda yaptığım bu çalışmalar yüzünden tarzımı değiştirdiğimi düşünenler olmuş. Merak etmeyin, tarz aynı. Ben gene düşünce yazıları yazmayı sürdüreceğim. Onlar bir renk. "Hayatın içinden rahat paylaşımlar" olunca tanınmış isimlerden de anılar dinlemek güzel oluyor.
Beni sürekli ünlü insan peşinde koşan ya da şöhret olmaya çalışan bir tip sanıyorlar. Aksine ben bu tarz tiplere sinir olurum. Hani çocuksu hayallerle bir ünlüye kapılıp, sadece bir fotoğraf için kendini yerlere atan, imza kuyruklarına girenler vardır ya. Onlardaki abartı hareketleri ve hayranlık tepkilerini görünce içimde buruk bir acıma duygusu olur bende...
Uzman Psikolog ve Aile Terapisti Dr. Füsun Budak; "Şöhret dediğimiz şeyler geçicidir. Kalıcı olan bilgidir, emektir." demiş. Bu söze katılıyorum. Zaten herkesin en az 5 dakikalığına şöhret olabildiği youtube çağında yaşıyoruz. Amaç ilgi çekmekse ben zaten onu çoktan başardım. Bundan sonrası benim için güzel bir hobi. (Fotoğraf çekmek, röportaj yapmak... )
İşi, kariyeri, eğitimi ve kültür düzeyi ile kendini gösteremeyen kişiler, kolay yoldan şöhret olmanın yollarını ararlar. Ben endüstri mühendisliğinde okumaktan memnunum. O alanda çalışamazsam ancak hobim olan alanlara yönelirim. Zaten endüstri mühendisliği o kadar karmaşık bir bölüm ki, sektör sınırlaması yok. O yüzden benim de sınırlarım yok.
Hani "onu gördüm!", "X'le konuştum!" gibi başlıklar atıyorum ya o başlıkların devamı gelebilir. Benim elimde olmadan tesadüf oluyor çoğu şey. Mesela bir ünlü ile röportaja gittiğim mekanda başka ünlülere rastlayabiliyorum. Kimseye "Sizinle konuşabilir miyiz?" demedim bugüne kadar. Kendiliğinden gelişti olaylar. Zaten elime makinemi alınca gazeteci muamelesi görüyorum.
Kim ne düşünürse düşünsün. Bu sayfanın adını boşuna rahatyazar koymadık. Hakkını vermek lazım.
0 Yorum
Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!