
Melis'in yaşamı bir dönem göçebeler gibiydi.Yazlıkta bile son yıllarında evde bavulu açık halde yaşamıştı.(her an gidebilecek gibi)Kıyafetler ortada,düzensiz,dağınık.(yazınki enerjik hali)
Uyku ihtiyacı azdı.Sabaha karşı yatıp,sabahın erken saatinde de işe gidebiliyordu.
Bir gün plajda voleybol oynarken ayağını burkmuştu..Annesi ve babası bu duruma sevindiler."...iyi bari burktuğu ayağıyla çıkıp gezecek hali olmaz."dediler.(o kadar yorulmuşlardı ki onu takip etmekten)Hiçbirşey sandıkları gibi olmadı.Ertesi sabah sargılı ayağıyla Melis gene dışarı çıkmıştı erkenden.
Bir gün de akşam vakti aramış kardeşini "...gel beni al sahildeyim yürüyemiyorum doğru düzgün bu ayakla."demiş.Kardeşi de alelacele sokağa atmış kendisini ablası için.Telefonda söylediği yere gitmiş koşarak.Gittiği yerde kimse yok.Aramış ablasını "...hadi nerdesin,çıkardın beni evden telaşla, yoksun burada!"Telefon kapanmış.Kardeşi sinirden küplere binmiş.O an görse ablasını,sargılı ayağına bir tekme daha vurmak istermiş o derece:)Eve dönmüş sinirle,aceleyle giydiği kıyafetleri çıkarıp atmış.O gün de anne ve babaları bir aile dostlarına yemeğe gitmişler.Kardeşi o sinirle aramış onları da"...anne ben bu kızla uğraşamıcam,hem beni çağırıyor hem de ortada yok !!"Bunun üzerine sinirlenen anne ve baba da eve dönüyor...Hep birlikte oturup bu göçebeyi bekliyorlar.
Bekledikleri gibi olmadı.Sargılı-burktuğu ayağıyla daha çok gezdi Melis:)Ayak da kendiliğinden bir günde iyileşti.Babası Melis'e kızdı, dövme noktasına geldi kızı..Artık sıcakta kendine gelir belki diye bir gün onu bahçe hortumuyla ıslatarak karşılamayı bile düşündü evdekiler.(yaz günü zaten)
Olaylar zaman zaman böyle trajikomik hale geldi...
...devamı gelecek...
burdan çıkan sonuç :)
YanıtlaSilhuylu huyundan vazgeçmezmişşş
aynen öyle;)
YanıtlaSil