Bu hikayeye başladığımda, hikayenin bir gün gazetede yayınlanacağını söyleseler inanmazdım..Hürriyetteki hikaye tabiki biraz sadeleştirilmiş..(yoksa daha fazla yer kaplardı sayfada) Editör Ayten SERİN,benim ifadelerimi hiç bozmadan aynen alıntı yapmış yazılarımdan..(kendisine teşekkürlerimi bir kez daha yineliyorum)
”Bu olayı nasıl yazdın?”,”psikolojik konuları iyi araştırmışsın..” ,”melis’i tanıyor musun?” bana gelen ilk tepkilerdi..
Sanırım herkes anlamıştır bu hikayenin tek bir kişiyi değil birçok yaşamı içine aldığını..Yani ben melis adı altında başka hayatları da anlatıyorum..Melis sadece bir sembol..Kendi yarattığım bir karakter..Bu karakterin iç dünyasını oluşturup anlatmak yerine ,karakterin yaşayabileceği garip olayları kafamda tasarlamayı daha uygun buldum..Gerçek yaşanmışlıklar benim yeniden yorumlamamla bambaşka hikayelere dönüştü..Duyduklarımı değiştirerek yazdım hep..Zaten olayları aynen yazsam yazar değil paparazzi olurdum:) Şu anki durumum da biraz paparazzi gibi ama neyse :)
not:Melis hikayesinin devamını yazma konusunda kararsızım..Ondan önce başka hikayeler de var çünkü..
0 Yorum
Bu yazım hakkında sen de bir yorum yaz, rahatla!