Blogum sayesinde birçok etkinliğe davet edilip burada
izlenimlerimi paylaşıyorum. Sadece görüneni yazarım ‘yemek şöyleydi’, ‘müzik
iyiydi’ gibi.
Şimdi ise yazmadıklarımı ortaya dökme vakti. Bu davetlerin
hepsinde ortak olan belli noktalar var. Onları sıralıyorum.
Masa Dekoru
Yeni moda bu. Artık fotoğraf çekimi kolay olsun diye mekan
sahipleri dekor masa hazırlıyor. O instagram’da gördüğünüz havalı fotoğrafların
arka planında işte böyle yoğun bir çalışma var. Kimi zaman fotoğraf çekmekten
yemeğe başlayamıyoruz. Geçen gün bir davette 1-2 kare fotoğraf çekip yerime
oturdum. Çekimin bitmesini ve yemek faslına geçmeyi bekledim. Karnım açken sosyal
medyada paylaşım yapacak halim olmuyor. Herkes aynı. Üstteki fotoğrafı çekerken
şöyle dedi bir blogger arkadaş ‘bu çekim hemen bitmezse ben şu soğumuş
köftelerden birini ağzıma atabilirim’
Kartvizit alışverişi
Etkinliklerde karnımı doyurmanın dışında hem damak kültürümü
genişletiyor hem de yeni insanlar tanıyorum. Herkes birbirine kartını veriyor,
network ağı genişliyor. Belli kişiler hiç değişmediği için aramızda ‘aa sen
geçen ay, suşi davetinde de vardın’ gibi konuşmalar dönüyor. İşin ilginç tarafı
normalde balık yemeği pek sevmeyen ben, başlarda sürekli suşi davetine
çağrılıyordum. (Bu arada o çubuklarla yemeyi zor da olsa öğrendim).
Gurme Yorumları
Sanırsanız herkes yeme içme uzmanı. Aslında herkes ‘sonradan
gurme’. Ben zaten normalde iştahsız biriyim ama davetlere katıla katıla yemek
kültürümü geliştirdim. Tabi şeflik eğitimi olanlar yada evinde de aşçı gibi
hamarat olanlar var onları ayrı tutuyorum. Sanki gittiğimiz yerde para
harcıyormuşuz gibi gereksiz yere mekanı acımasızca eleştirenler, internette
paylaşım eksik kalmasın diye menude ne varsa isteyenler de var. Kimisi de
bedavadan yiyor diye fazla övgü dolu yazılar yazıyor. Dengeyi tutturmak lazım. Yoksa
internette hep benzer içeriklerin olduğu faydasız metinler dönüyor. Çoğunluk
aynı yere gidip ‘güzeldi’ diye yazınca, sonucun o mekana da pek faydası
olduğunu sanmıyorum. İnandırıcılık gidiyor.
Dedikodu
Bloggerlar arası rekabet arttı. Diyelim bir grup blogger, bir
mekana gittik. Aynı anda instagram’da başka bir blogger grubunun daha iyi bir
mekanda yiyip, içip paylaşım yaptığını görüyoruz. Hemen şöyle konuşmalar
dönüyor masada, ‘Acaba onları hangi ajans çağırdı?’, ‘bunlar kendilerine grup
kurmuş’, ‘bize niye davet gelmedi?’
Bazen bana mail geliyor ve etkinliğe gidiyorum. Bir bakıyorum tüm tanıdıklarım
orada. Anlaşılan herkese aynı ajanstan davet gitmiş ama kimse birbirine
söylememiş. Ev hanımları ve şeflerin grubu ayrı, sadece yeme içme paylaşan
instagram fenomenlerinin grubu ayrı. Ben lifestyle türünde blogum olduğum için her grupta bulundum.
Bakalım bu furyanın sonu nereye varacak.
Harika bir yazı olmuş ellerinize sağlık :)
YanıtlaSilteşekkürler:)
Sil